Bir ağır entelektüel düşünün: Fransız sosyolog Loïc Wacquant. Amerika’ya bir araştırma için davet ediliyor ve araştırma sahası olarak istenmeyen bir bölgeyi, siyahi gettolardan birindeki bir boks kulübünü seçiyor. Ve sonra kendini bile şaşırtarak orada 3,5 yıl kalıyor, eldiven giyerek kendini ringde kanıtlıyor hatta ciddi ciddi profesyonel olma kararı almaya hazırlanıyor. Bütün bunlar ve daha fazlası Ruh ve Beden: Acemi Bir Boksörün Defterleri adlı kitapta…
Ünlü Amerikalı aktör William Holden, Golden Boy adlı filmde ailesini geçindirmek için profesyonel olarak boks yapmak zorunda kalan genç bir keman virtüözünü canlandırmıştı. Jack Nicholson’ın da aynı zamanda konser piyanisti olan bir maden işçisini canlandırdığı Five Easy Pieces diye bir filmi vardı. Brad Pitt ve Edward Norton’lu Fight Club’ın sözünü bile etmeyeceğim… Anlayacağınız, boksun karşısına ona tezat bir başka disiplini koymak popüler kültürün ve Hollywood’un bayıldığı bir şey. Bize gelince, boks tecrübemiz, Kıvanç Tatlıtuğ’un sadece yakışıklılığını değil, oyunculuğunu, kaslarını ve yumruklarını da konuşturduğu Kuzey-Güney dizisinden ibaret.
Peki ama popüler kültüre malzeme olmak dışında boks nedir? Birçok kişinin spor olarak kabullenmekte güçlük çektiği bir yumruklaşma biçimi, insanoğlunun en sert, acımasız ve vahşi faaliyetlerinden biri. Çoğu zaman para için ama bazen de başka şeyler, mesela kimlik yahut erkeklik adına girişilen bir hayatta kalma savaşı… Bu cevap yeterli gelmediyse, Ruh ve Beden (Acemi Bir Boksörün Defterleri) adlı kitaba başvurmanızı tavsiye ederim. Çünkü Fransız sosyolog Loïc Wacquant’ın, Chicago’nun siyahi gettolarından birindeki bir boks salonunda yaptığı gözlemlerden oluşan kitap, boksa dair kafanızdaki birçok soruyu cevaplayacak.
[…]
Yazının devamı: Egoistokur
Yayın Tarihi: 22 Ağustos 2012
[button href=”https://www.bounyayin.com/yayin/ruh-ve-beden/” icon_size=”12″ animation_delay=”0″ class=”” target=”” color=”flat” dimension=”normal” icon=”no-icon” animation=”” animate=”” ]KİTABA GİT[/button]